2008 küresel finansal krizinden bu yana küresel doğrudan yatırım akımları genel olarak durağan bir seyir izlemekte, ancak son yıllarda dikkat çekici dalgalanmalar yaşanmaktadır. COVID-19 pandemisi, 2020 yılında keskin bir düşüşe yol açmış, 2021 yılında ise birleşme ve satın alma (M&A) işlemlerinin etkisiyle geçici bir artış görülmüştür. Ancak bu toparlanma kısa ömürlü olmuş, yükselen enflasyon ve jeopolitik gerilimler küresel yatırımlarda yeniden aşağı yönlü bir eğilimi tetiklemiştir. Pandemi aynı zamanda küresel tedarik zincirlerinde dönüşüme neden olmuş; yeşil ve dijital sektörlere yönelik yatırımları hızlandırmıştır. Öte yandan, 2018’den bu yana gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelere kıyasla daha fazla doğrudan yatırım çekmektedir. Bu eğilim 2020 sonrası dönemde de devam etmektedir.
Türkiye’nin benzersiz coğrafi avantajı
Yatırımcılar tarafından sıklıkla tercih edilen ülke
Küresel UDY düşüşüne rağmen bölgesel direnç ve toparlanma
2015–2022 arasında bölgeye gelen yatırımların iki katına çıkması
Türkiye, son 20 yılda gerçekleştirdiği reformlar, sahip olduğu ekonomik ve siyasi istikrar, genç ve dinamik nüfus yapısı, jeostratejik konumu vb. pek çok unsur sayesinde UDY alanında büyük ivme yakalamıştır.
Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu
Kapsamlı Destek ve Teşvikler
Sürdürülebilirlik ve Yeşil Dönüşüm
Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK)
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisinin Kurulması
Temel Kanunlarda Yapılan Reformlar
Yargı Alanında Yatırım Ortamını İyileştirici Reformlar
Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi Çalışmaları
Erken aşama yatırımlarda, 2010 – 2020 yılları arasında yıllık ortalama 104 işlem üzerinden 74 milyon dolarlık yatırım çeken Türkiye’nin girişim ekosistemi, 2021-2023 yılları arasında tarihi zirvelerine ulaşarak yıllık ortalama 338 işlem aracılılığıyla 1,33 milyar dolarlık yatırım çekmiştir.
2020-2023
2020-2023
Uluslararası sermayeli şirketlerin 2006 yılındaki kayıtlı istihdamı 500 bin kişi seviyelerinde iken 2021'de 1 milyon 320 bine ulaşmıştır. Bu şirketlerin, Türkiye'deki toplam kayıtlı istihdam içerisindeki payı ise 2006 yılında %7,6'dan 2021 yılında %8,8'e yükselmiştir.
2006-2021 döneminde Türkiye'nin toplam ihracatının yaklaşık %31'i uluslararası sermayeli şirketler tarafından yapılmıştır.
Uluslararası sermayeli şirketlerin ihracatı 2006 yılında 25 milyar dolar seviyelerinde iken 2021 yılında 63 milyar doların üzerine çıkmıştır.
2006-2021 döneminde, uluslararası sermayeli şirketlerce yapılan ihracatın %61'i orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerden oluşmaktadır. Bu oran, Türkiye ortalamasının üzerindedir.
2006-2021 döneminde Türkiye'deki toplam özel sektör Ar-Ge harcamalarının %30,3'ü uluslararası sermayeli şirketlerce yapılmıştır.
Uluslararası sermayeli şirketler yıllık ortalama 730 patent başvurusu yapmıştır.
2006-2021 döneminde Ar-Ge yapan uluslararası sermayeli şirket sayısı 6 katına çıkmıştır.
2006-2021 döneminde, uluslararası sermayeli şirketler toplam tedariklerinin %71,8'ini yerelden gerçekleştirmiştir.
Uluslararası doğrudan yatırımların küresel ve bölgesel görünümü ile bu görünümü şekillendiren trendlere yönelik detaylı analizler neticesinde, stratejiye yön veren 10 temel bulgu tespit edilmiştir. Söz konusu bulgular, Türkiye için nitelikli UDY profillerinin belirlenmesine ve strateji kapsamında ortaya konan politika alanlarının tasarlanmasına önemli katkılar sağlamıştır.